Salgının başlangıcından beri hepimizin ihtiyaç duyduğu şeylerden biri de doğru bilgi. Hastalığın tanımına, etkilerine, korunma yöntemlerine, salgının gidişatına dair bilgi ihtiyacımız var. Medya kanalları topluma bu bilgileri sağlamakta önemli rol üstleniyor. Vatandaşların %94’ü salgına dair haberleri takip ediyorlar, her dört kişiden üçü için en önde gelen medya organı TV. Salgının ilk haftalarında medyanın salgına dair performansı daha yüksekti, memnun olanların oranı %78’e kadar yükselmişti, haziran ortasından beri ise aynı oran %60’lar civarında seyrediyor.
Bilgi demişken, çocukların, gençlerin eğitiminin kaldığı yerden devam edip edemeyeceği veya nasıl devam edeceği de sıcak bir gündem konusu. Okulların eğitime başladığı haftanın hemen öncesinde bu konuya bakışı yeniden araştırdık. 31 Ağustos’ta uzaktan, 21 Eylül’de de yüz yüze eğitime başlanması kararı doğru bulanların oranı %22, %9’luk bir kesim ise yüz yüze eğitime de 31 Ağustos’ta geçilmeliydi diyor. %27’lik bir kesim yüz yüze eğitime hiç başlanmaması taraftarı. %33’lük bir kesim ise karara karşı değil ancak tarihi erken buluyor. Yani toplum %30 destekleyenler, %60 desteklemeyenler (%10 fikri olmayanlar) şeklinde ayrılıyor diyebiliriz. Her üç veliden ikisi çocuğunu okula gönderme konusunda rahat hissetmiyor, bu oran Ağustos başında yaptığımız araştırma da aynı idi, aradan geçen sürede bir rahatlama olmamış görünüyor. Uzaktan veya kısmen uzaktan kısmen yüz yüze eğitim yapılmasının bir de ekonomik boyutu var. Velilerin yarısı kısmi uzaktan kısmi yüz yüze yapılacak eğitimin aile bütçelerine ek yük getireceğini düşünüyor. Öte yandan her üç veliden ikisi uzaktan eğitim için evlerinde yeterli ekipman olmadığını belirtiyor, bu çok önemli bir konu, Milli Eğitim Bakanlığı da bu konuda çözüm için çalışmalar yapıldığını açıkladı.
Hiç tanımadığımız bir düşman ile savaşımızda doğal olarak kafa karışıklığımız var ve bu sisi dağıtabilecek doğru bilgiye ihtiyacımız devam ediyor, hem kendimiz için hem çocuklarımız için…






Devami...