Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı’nın (TOÇEV) düzenlediği 2. Uluslararası Ergenlik Kongresi’nde Milliyet’e açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yankı Yazgan, ailelerin çocukları fazla şımarttıklarını söyledi. Yazgan, “Gelişimleri açısından çocukların bazen canlarının da sıkılması gerekiyor” dedi.
3 yaş üzeri çocuklar için günde bir saati geçen ekran görüntülerinin sakıncalı olduğuna değinen Yazgan’ın uyarıları şöyle:

İdeal eğitim yaşı

“72 aydan önce okula başlangıç gibi faktörler dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu riskini artırıyor. Okul öncesi eğitim almamış bir çocuğun 72 aydan önce okula başlaması dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorununa yol açabiliyor. Okul öncesi ideal eğitim yaşı 3 yaştır. Çocuklardaki aşırı hareketlilik hali ilgi ve ilişki ihtiyacından kaynaklanır. Anne, babalar çocuklarına ilgi ve ilişki ihtiyacını karşılayacak zaman ve konsantrasyonu verdiğinde birçok çocuğun ekran peşinde olmadığını görürsünüz. Üç yaş üzeri çocuklar için günde bir saati geçen ekran görüntülerini önermiyoruz.

Çocuk yetiştirirken, özgürlük ile başıboşluk kavramı karıştırılıyor. Özgürlük sorumluluk ölçüsünde kullanılabilen bir insan hakkıdır. Diğer yandan birçok aile çocuğunun canının istediğini yapmasını özgürlük olarak görüyor. Özgürlük, canımızın istediğini yapma değil, canımızın istemediğini seçme hakkıdır. Zor bir işi gönüllü yapmak insana özgürlük ve başarı duygusu verir. Zahmetli işleri yapamayız ancak yaşamımızda sınırlar olduğunda öğreniyoruz.

Aileler çocukları çokça şımartıyor. Üzüntü bir şeyi kaybettiğimizde yaşadığımız bir duygudur. Bir çocuk istediği şey olmadığında ağlayıp, hırçınlaşırsa bu üzüntüden değil, isteklerinin olmamasından kaynaklanan gerginleşmeden kaynaklanır. Ağlamak çocuğun veya ergenin hırslandığı anlarda içinden gelen otomatik reflekstir. Ağlama davranış ölçütü değildir. Anne, babalık, eğitim ve sağlık hizmetleri, müşteri memnuniyeti ilkelerine dayanmaz. Biz aileler doğru olanı, doğru olduğunu düşündüğünü yapıyoruz.

Çocukla inatlaşmanın bir faydası yok. Zaten asıl mesele o duruma gelene kadar yaptıklarınız. Bu sorunları aşmak için okunacak sayısız kitap var. Bu tür sorunlarla karşılaşan ailelerin, bir yerde yanlış yaptıklarını kabul etmeleri gerekir. Bazı çocukların karakterinin daha çetin olduğu da unutulmamalı. Sorunlar karşısında sadece kendi yapmak istediklerimizi doğrulayan yazarları okursak, bugünü kurtarıyoruz. Çocuklarımızın sınır çizgilerinin oluşması için zaman zaman üzülmelerinde mahsur yok.”

Karıştırıyoruz’

“Çocuklarımızı çok seviyoruz. Tabii ki çok seveceğiz, bu bir hata değil. Ancak sevmeyi karşımızdakinin bize olan sevgisini göstermesiyle ölçüyoruz. Çocuğunuzu sürekli memnun tutmaya çalışmak, gelişimine hizmet etmeyeceği gibi, zarar verir. Bizler, memnuniyet ile sevgiyi karıştırıyoruz.

Çocukta zaman zaman ortaya çıkan kontrol edilebilir negatif duygular, üzüntü, kızgınlık, öfkeye izin tanımalıyız. Kendini kontrol, öz denetim gelişimin ana unsurları bu şekilde oluşacaktır. Zaten yokluk ve yoksunluk içinde olmayan kişilerde aşırı duygular oluşmaz. Masadaki tabağını kaldırmasını söylediğimizde çocuğumuz memnuniyetsizlik ortaya koyuyorsa, hemen memnun etmeye yönelmeyeceğiz. Gelişimleri açısından bazen canlarının da sıkılması gerekiyor.”

‘Ben Ergenim’ projesine ilgi

Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası Ergenlik Kongresi’nde, 2013 yılında Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile hayata geçirilen “Ben Ergenim” projesi kapsamında şimdiye kadar 8 ilde 9 bin 170 öğrenciye ulaşıldığı açıklandı. Proje, ergenlik dönemindeki gençler, aileler ve öğretmenler ile bu dönemin sağlıklı atlatılabilmesini öngörüyor.


Devami...